AYDINLANMA IŞIĞI SÖNMEYECEK
 
AYDINLANMA IŞIĞIMIZ HİÇ SÖNMEYECEK
LÜLEBURGAZ YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ  
  ANA SAYFA
  KÖY ENSTİTÜLÜLERİNİN KURULUŞU
  KÖY ENSTİTÜLERİNİN YERLERİ ve MÜDÜRLERİ
  21 -KÖY ENSTİTÜSÜ
  1- ÇİFTELER KÖY ENSTİTÜSÜ
  2- ARİFİYE KÖY ENSTİTÜSÜ
  3- KIZILÇULLU KÖY ENSTİTÜSÜ
  4- GÖLKÖY KÖY ENSTİTÜSÜ
  5- KEPİRTEPE KÖY ENSTİTÜSÜ
  6- PULUR KÖY ENSTİTÜSÜ
  7- HASANOĞLAN KÖY ENSTİTÜSÜ
  8- PAMUKPINAR KÖY ENSTİTÜSÜ
  9- AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ
  10- AKSU KÖY ENSTİTÜSÜ
  11- CILAVUZ KÖY ENSTİTÜSÜ
  12- BEŞİKDÜZÜ KÖY ENSTİTÜSÜ
  13- DÜZİÇİ KÖY ENSTİTÜSÜ
  14- SAVAŞTEPE KÖY ENSTİTÜSÜ
  15- AKPINAR KÖY ENSTİTÜSÜ
  16- PAZARÖREN KÖY ENSTİTÜSÜ
  17- GÖNEN KÖY ENSTİTÜSÜ
  18- İVRİZ KÖY ENSTİTÜSÜ
  19- ORTAKLAR KÖY ENSTİTÜSÜ
  20- DİCLE KÖY ENSTİTÜSÜ
  21- ERNİS KÖT ENSTİTÜSÜ
  İSMAİL HAKKI TONGUÇ
  HASAN ALİ YÜCEL
  MEHMET BAŞARAN
  FOTOĞRAFLAR
  ETKİNLİKLERİMİZ
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
KİTAP EKMEKLE BİR TUTULURDU ENSTİTÜLERDE
2- ARİFİYE KÖY ENSTİTÜSÜ
                  


Arifiye Köy Enstitüsü

“Köylüye bir şey öğretebilmek için, ondan bir çok şey öğrenmeli.” diyen İsmail Hakkı Tonguç, 1938’de sorunun çözümünü şöyle açıklar: “Kanımızı ve iliklerimizi isteyerek köyün içine akıtmadıkça, kırk bin köyün kenarına münevver (aydın) insanın mezar taşı dikilmedikçe, bu köyün sırlarını anlayamayız. Köyü anlayabilmek, duyabilmek için onunla kucak kucağa, nefes nefese gelmek lazımdır. Onun içtiği suyu içmek, yediği bulguru yemek, yaktığı tezeğin ifade ettiği sırları sezebilmek ve yaptığı işleri yapabilmek gerekir. Bizim köyün ne olduğunu evvela büyük alimler, artistler değil kahramanlar anlayacaklar, sonra alimlere ve sanatkârlara anlatacaklardır.

Türk köyü, daha belki yirmibeş yıl alim değil, kahraman isteyecektir. Bataklığı kurutmak, sıtmalıya kinin rejimi yaptırmak, trahomlunun gözüne ilaç damlatmak, okul binasını yapmak, yaralının yarasını sarmak, gebeye çocuğunu doğurtmak, pulluğun nasıl kullanılacağını veya tamir edileceğini öğretmek, bozuk köprüyü yapmak, ıslah edilmiş tohumu tarlaya saçmak, fidan dikerek onu büyütmek ve step köylüsünün ‘dal’ diye adlandırdığı ağacı hakikaten ağaç haline getirmek; ulemanın (alimin) işi değil, kahraman teknisyenler ordusunun işidir. O (köylü), bu kahramanları kendi içinden yetiştirmeğe mahkum. Bütün felaketlere katlanarak, ıstırabı zehir gibi yutarak çalışan ve başlarının üstünde şereflerle örülü birer taç taşıyan bu kahramanlar köyü dile getirecekler. O zaman yeni sesler duyacağız. Bu seslerden ürkmeden onları dinlemek lazımdır. Köyden yeni renk ve seda getirenleri saygı ile karşılamak gerekir.”

 
S A A T  
   
Bugün 14 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol